27 Ağustos 2009 Perşembe

samimiyet

dün dedim ki, zihinsel malzeme bir çerçeve içinde gelişiyor ve zihnim bir konu hakkında düşüneceği zaman bildiği bütün çerçeveleri yoklamaya meyilli bir şekilde işliyor.

sonra içime dönünce günün sonunda bir tehlikeyi fark ettim. farklı farklı çerçeveler var, farklı kültülrel kodlar. yeni çerçeveler, yeni diller öğrenmeye meraklıyım biraz, zihnimin de çerçevelerden bazılarını başka bazılarına yeğ tutmama gibi bir temayülü var. bu yeğ tutmayış sayesinde yeni bir dili hızlı bir şekilde öğrenip ona intibak edebiliyor ve o dili iyi bir şekilde kullanabiliyorum. tehlikesi ise şu; bazen biriyle bir çerçeve içinde sohbet ediyorken onunla ortak dili kullanıyor oluyorum çünkü anlaşmayı sağlayan şey ortak dil. ama o esnada başka başka dillerde bu durumun başka türlü anlamlara gelebileceğini biliyorum, eğer o kişi aklıma gelen bu başka dillere aşina ise atıfta bulunuyorum bazen, bazense hiç bulunmuyorum aşina da olmasına rağmen, bazen uzun mesele geliyor, bazen de o çerçevenin dışına çıkasım gelmiyor, bazen sadece o anlar için o çerçeve, içinde çok rahat hissettiğim bir çerçeveye dönüşüyor ve o an için oranın aidiyetini hissediyorum. bazenleri de dışarda kalıyorum ama içersinin dilini kullanmaya devam ediyorum o konuşma içinde, akışa kaptırıyorum kendimi bazen ve sonra dönüp biraz rahatsızlık duyuyorum eksikli bir anlatımla karşımda yanlış bir tasavvura yol açmış olabileceğim için. dönüp samimiyet meselesini sorgulamam gerekiyor şimdi.

sözel olmayanın huzuru meselesi var bir de.

Hiç yorum yok: